Yolcu Türküsü Hangi Usta Sanatçıya Aittir? Şarkının Sözleri

Yolcu Türküsü

Türk Halk Müziği eskiden beri gelen birikim ve kültür çeşitliliğiyle günümüzde hala tüm kesimlerce sevilip dinlenen bir müzik tarzıdır. Telli, nefesli ve vurmalı müzik aletlerinin kullanıldığı toplumun içinden gelen duygu, düşünce, üzüntü, sevinç gibi kavramaların melodiler ve sözlere dökülmesiyle ortaya çıkmış ve varlığını günümüzde koruyan bir sanat türüdür. 

Kökeni Orta Asya’ya kadar dayanan bu bozlak kültürün, saz çalarak feryat etmek, ağıt yakmak gibi anlamları mevcuttur. Bozlak, Türk Halk Edebiyatında bir uzun hava çeşidi olmakla birlikte genelde iç Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgemizde ve Torosların iç kesimlerinde yaygındır. Bozlakları saz çalarak seslendiren kişilere halk ozanı şair gibi sıfatlar kullanılır. 

Yolcu
Yolcu Türküsü Hangi Usta Sanatçıya Aittir? Şarkının Sözleri

Ozan kültüründe söylenen eserler kayıt altına alınmadığından farklı yörelere yayılmış ve sahiplenilmiş durumdadır. Anonim olarak da nitelendirebileceğimiz eserlerin büyük çoğunluğunun kimin tarafından yazıldığı söylendiği çok net olmamakla birlikte ortak bir kültür oluşturmuş ve farklı coğrafyalarda oralara özgü ağızla söylenir hale gelmiştir. 

Ozanlar, abdal geleneğinin de devamı ve bir parçası olarak bilinmektedir. Abdal, Türk halk müziğinde ezilmiş, baskı altında olan zayıf, toplum içindeki yozlaşmayla mücadele eden ve bunları dile getiren kişilere verilen isimdir.

Orta Anadolu’da özellikle Kırşehir ilimiz civarında Türk halk müziği ve bozlak kültürü hala korunmaktadır. Âşık Sait, Ali Çekiç, Şemsi Yastıman, muharrem Ertaş ve babasının izinden giden herkes tarafından da bilinen Neşet Ertaş gibi büyük saz ve söz ustaları vardır. Neşet Ertaş’ın saz çalmaya ve söz yazmaya olan yatkınlığı aslında ailesinden gelen genetik bir miras gibidir. Babası Muharrem Ertaş saz ve söz ustasıdır aynı zamanda da bozlak kültürünün önde gelen isimlerinden olarak tanınmaktadır. Günümüze çeşitli eserler ve kayıtlar bırakmış türk halk müziği için yetiştirdiği saz ustalarıyla da bu geleneğin devamına büyük katkı sağlamıştır. Yetiştirdiği büyük ustalardan biri olan Neşet Ertaş hem oğlu hem de çırağıdır.

Kırşehir’in Kırtıllar köyünde 1938’de dünyaya gelen Neşet Ertaş genetik yatkınlığının getirdiği yetenekle birlikte saz çalma ve söz yazma anlamında Türk halk Müziğine unutulmaz eserler kazandırmıştır. Babasının da Kırşehir doğumlu olması ve iyi saz çalan bir halk ozanı olması münasebetiyle bozlak kültürüyle yoğrulduğu bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiştir. Küçük yaşta annesini kaybetmesiyle, babasına köy düğünlerinde ve çeşitli etkinliklerde zil ve darbuka çalarak eşlik etti. Kardeşleri ve babasıyla Yozgat, Kırıkkale gibi farklı illerde göçebe şekilde Türk halk müziğinin gölgesinde hayatlarını devam ettirdiler. 

Hiç eğitim görmediği bilinen Neşet Ertaş kendi kendine ve babasının desteğiyle keman, cümbüş ve bağlama çalmayı öğrenmiştir. 1950 ve 1970 yılları arasında TRT Ankara Radyosunda canlı olarak yayınlanan programla il defa Türkiye’ye bozlağını ve sazını duyurmuştur. İstanbul’da babasının türkülerini kayda almasıyla birlikte, çeşitli müzikhollerde çıkmış ve plaklar yapmış, devamında da turnelere çıkarak hemen her yerde konserler vermiştir. İlerleyen süreçte sağlık sorunlarının tedavisi için bir süre Almanya da yaşadı ve eserlerini yazmaya ve konserlerine orda devam etti. 

Yoğun mahalli duygular içeren müziğini yaşadığı coğrafyanın dışına taşıdı ve ülke dışında da tanınmasını sağladı. 25 yıl sonra 2000 senesinde yurda dönüşüyle Harbiye Açıkhava Tiyatrosunda verdiği konserle ilgi gören büyük usta kendisine devlet sanatçılığı unvanı verilmek istense de kabul etmedi ve halkın sanatçısı olduğunu vurguladı. 

Devam eden yıllarda TBMM tarafından kendisine Üstün Hizmet Ödülü verilmiştir. 2009 senesinde UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması adı altına Yaşayan İnsan Hazinesi olarak kabul edilmiştir. Ayrıca büyük ustaya, fahri doktora unvanı veren İstanbul Teknik Üniversitesinde saz çalma tavrı, sesini kullanma, türkü okuma üslubu gibi meziyetleri derslere konu oldu. Bağlama çalmak için kullanılan bir araç olan tezene ve Anadolu’yu çağrıştıran bozkır kelimesinin birleşimiyle, Bozkırın Tezenesi şeklinde bir kalıpla anılmaktadır. Kişi ve kurumlarca da Neşet Ertaş’ın müziği ve hayatını yansıtan çeşitli belgeseller çekilmiştir.

Birçok ozana ve Türk halk müziği kültürüne yön veren usta saz ve söz sanatçısı Neşet Ertaş, 2012 yılında mesane kanseri nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiş. Vasiyeti üzerine Kırşehir’e babası Muharrem Ertaş’ın kabri yanına defnedilmiştir. Vefatıyla bile birçok kesimden insanı biraya getirmiş ve günümüzde bile gerek saz ve söz ustalığı gerekse kişiliğiyle saygı görmektedir.


Yolcu Türküsü Sözleri

Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi böyük kimi böcek kimi kul
Merak edip hiçbirini sordun mu?
Bunlar neden nedenini sordun mu?
İnsan ölür ama ruhu ölmez
Bunca mahlûkat var hiçbiri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü?
İnsandan doğan insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepsi de bu dünyaya gelirler
Ana haktır, sen bu sırra erdin mi?
Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emaneti almadan
Ömrünün, bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi?
Varıp bir cananın kulu oldun mu?
Garip bülbül gibi feryat ederiz
Cehalet elinde küskün kederiz
Cahiller elinde küskün kederiz
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?

Usta Sanatçıya Ait Yaygın Bilinen Bazı Türküleri;
Çiçek Dağı, Zahide’m, Zülüf Dökülmüş Yüze, Gönül Dağı, Neredesin Sen
Vay Vay Dünya, Öldürme Beni, Hapishanelere Güneş Doğmuyor
Kendim Ettim Kendim Buldum, Yazımı Kışa Çevirdin, Yolcu
Oyun Havası Eserleri;
Ayaş yolları, Sazlı sözlü oyun havaları gibi eserleri mevcuttur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap