Ramazan’ın Dinimizde ve Kültürümüzdeki Önemi

Ramazan ayı İslam dünyasında en bereketli ay olarak nitelendirilen ve ibadetleriyle tüm dünyada ses getiren bir aydır. Mübarek üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı geldiğinde bir aylık süreçle tüm Müslümanlar oruç tutma ibadetlerini yerine getirirler. Bu ibadet nefsi köreltme ve kontrol etme anlamında büyük bir öğretidir. 

Aynı zamanda paylaşmayı mümkün kılan bir ay olduğu için insanlar arasında da iletişimi ve hoşgörüyü maksimum seviyeye çıkarır. Dolayısıyla yalnızca dini açıdan değil aynı zamanda kültürel açıdan da çok değerli bir zaman dilimidir. 

Ramazan'ın
Ramazan’ın Dinimizde ve Kültürümüzdeki Önemi

Bir Müslüman neden oruç tutmalı sorusunun yanıtı açların ve yoksulların halinden anlamak içindir. Şükretmenin önemini kavrayabildiğimiz bu dönemde iftar sofraları kurulur ve tabiri caizse Allah ne verdiyse o yenir. Sebat etmek ve olanla yetinmek en çok bu ayda dikkat çekerken aynı zamanda diğer insanlarla paylaşma duygusu da önem kazanır. 

İftar sofraları bunun en net göstergesidir. Tanış olan ya da olmayan, aile içerisinden veya arkadaş çevresinden pek çok kişi bir araya gelerek hep birlikte iftar yaparlar. Normal zamanlarda burun kıvrılan yemekler Ramazan ayında iştahla yenir. Sofralar şımarıklıkla değil tam tersine huşu ile dolar. 

İslam dinini kabul etmiş bir Müslüman’ın mutlak suretle yapması gereken farz ibadetler vardır. Nasıl ki namaz kılmak farz ibadet ise Ramazan ayında da 30 gün boyunca oruç tutmak aynı nitelikte farzdır. Allah(c.c) tarafından bizlere emredilmiş olan bu ibadeti yerine getirmek amellerimizi yalnızca O’nun rızasını kazanmak için almamız açısından önem arz eder. Tabii ki oruç tutmak dışında zekât vermek, namaz kılmak, hacca gitmek de her Müslüman’ın asli görevleri arasındadır.

Nefsi terbiye etmenin en güzel ve en hakikatli yolu olan oruç tutmak tabii ki diğer zaman dilimlerinde de gerçekleştirilebilir. Nafile oruç tutulması da İslam’da mümkündür. Fakat Ramazan ayında tutulması gereken oruç farz ibadettir. Paylaşmayı, nefsi terbiye etmeyi, hoşgörüyü, bir arada sofranın bereketini arttırmayı öğütleyen bu ay sadece Müslüman alemini değil aynı zamanda Türk kültürünü de derinden etkilemiştir. Bundan kaynaklı olarak ülkemizde yardımlaşma, düşküne destek olma ve karşılıklı hoşgörü maksimum seviyededir. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir