Hanif
Kelimenin kökü Arapça, Süryanice, İbranice gibi dillerde ortaktır. Bazı kaynaklarda Hz. İbrahim’in dini inancını nitelendirmek için kullanılmıştır. Başka kaynaklarda ise tek tanrı inancı anlamını taşımaktadır.
Kirden ve kötülükten arınmış, duru olan, pak ve temiz gözüken gibi karşılıkları vardır.
İslami olarak Hanif kelimesi İslamiyet öncesi dönemde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan Hz. İbrahim’e bağlı bir şekilde hareket eden kişi manasına da gelmektedir. Hz. İbrahim döneminde, dini yaymak ve tevhit inancını insanlara benimsetmek için hizmet veren kişilere Hanif denmektedir. Hanifelik de gene Hanif kelimesinden doğmuştur.
Tevhid
Tektanrıcılık kavramının İslam’daki karşılığıdır, Allah’ın tekliğine tüm nitelikli yetkinliklerin bulunduğuna inanç duymak anlamına gelmektedir. Allah’ın isim ve sıfatlarını kabul etmektir. Tevhid, Allah’a şirk koşmayı reddeder, tüm kuralları kabul ederek Allah’a iman etmek esastır.
Put
Gelişmemiş toplumlarda olağanüstü etkilerinin varlığına inanılan, yaratıcı olarak görülen bir canlı ya da nesneyi çeşitli materyallerle tasvir edip inancın yapı taşı ve simgesi haline getirmektir. Bazı kaynaklarda, tanrı olarak görüp hayatın amacı şeklinde yorumlanan materyallerdir.
Bunlar; resim, heykel gibi çeşitli yapılar olarak da tanımlanabilir. Peygamber efendimiz zamanında da müşrikler putlara taparak Allah inancını reddetmişlerdir. Putlara tapma durumu putperestlik olarak adlandırılmıştır.
Müşrik
Şirk kelimesiyle ortak anlam ve köke sahip bu kavram, yaratıcıya ortak koşan anlamına karşılık gelmektedir. Şirk, yaratıcıdan başka ilah olması ve tapmak hareketi olarak tanımlanır. Bu görüşü benimseyen ve Allah’a ortak koşan kişilere verilen isim ise müşriktir.
İslam’ı kötüleyen, ibadetlere inanışa karşı baskıcı zorba davranan ve Allah’ın varlığını reddeden kişiler İslamiyet’in çok eski zamanlarından beri bu sıfatla anılmıştır. Müşrikler Suudi Arabistan’da putlara tapan ve İslamiyet’i reddeden kişiler için kullanılmaya başlasa da, daha sonra İslam’ın hâkim olduğu tüm ülkelerde aynı anlamda kullanılmaya başlanmıştır.
Hicret
Kökeni Arapçadan gelen bir kelime olup bulunulan, yaşanılan yeri terk etme ya da o konumdan ayrılma anlamlarına gelmektedir. Bugün betimlenen haliyle göç olarak tanımlanmaktadır. Hz. Peygamber önderliğinde Müslümanların 622 senesinde Mekke’den Medine’ye gidişine verilen isimdir.
