Gözdağı Vermek Deyimi Ne Demek? Hikâyesi Nedir?

Gözdağı vermek deyimini günümüzde sıklıkla duymuşsunuzdur. Az çok ne anlama geldiği belli olsa da tam manasıyla ne demek bunu açıklayacağız. Ayrıca, bu deyim bir de hikâyesi var. Örnek cümlelerle de konuyu pekiştireceğiz.

Gözdağı vermek deyimi ne demektir?

Gözdağı vermek deyiminin anlamı, bir eylemin gerçekleşmesini sağlamak için karşı tarafı korkutmak, ceza ile karşılaşacağını söylemektir. Aslında başvurulmaması gereken bir yöntem olsa da hayatın akışı içerisinde bazen mecbur kalınabilinir.

Gözdağı vermek deyiminin hikayesi nereden geliyor?

Vakti zamanında, bir şoför, köylüleri şehre getirip götürürmüş. Bu zamanında minibüsleri, otobüsleri gibi belirli fiyatları varmış. Yine köylüler şehre giderken adam demiş ki fiyatlar şu kadar zamlandı. Söylediği fiyat o kadar çokmuş ki içinden birisi, bu zam çok fazla, hiçbirimizin cebinde bu kadar para olur ki demiş.

Bu söylenmelerin ardından yolun bir noktasına geldikten sonra eliyle yüksek dağları işaret etmiş. Görüyor musunuz? Demiş. Bu araç anca 48 saat sürede orayı aşabilir. O bölgede çok tehlikeli hayvanların yanı sıra hırsızlar da vardır. Her şey bir yana insanları kesen eşkıyalara bile rastlayabiliriz der. Ben eşkıyaya para veriyorum ki bize zarar vermesin, siz bunu bilmezsiniz demiş. Eğer söylediğim para çoksa yürüyerek gidin demiş.

Tabii, burada bilinmeyen şey, aslında araç sahibi eşkıyalarla birlik olmuş. Minibüse ne kadar kişi binerse ve onlardan ne kadar çok para alırsa birazını eşkıyaya verirmiş, bir kısmını da kendine alırmış. Eşkıyalar saldırıları sürekli artırdıkça herkes korkmaya başlar ve daha çok para kazanırlarmış.

Mecburen şehre gitmek zorunda olanlar, acil işi olanlar, şoföre yalvarsalar da adam sözünden caymaz, o parayı istermiş. Her yeni yolculukta hep o dağı işaret ederek onlara gözdağı verirmiş. İşte deyimin de hikayesi buradan gelmektedir.

• Karıncayı bile incitme,
• Canlara kıyma sakın.
• Kimseye gözdağı verme,
• Gönüller yıkma sakın.

Gözdağı vermek TDK anlamı

Sonradan verilecek bir ceza ile korkutmak, yıldırmak, tehdit etmek, caydırmaya çalışmak Sarhoş ağabeyi, parası pulu ile gözdağı vermeye kalktı onlara. – N. Cumalı

Gözdağı vermek deyimiyle örnek cümleler

Şu adamlara sağlam bir gözdağı verelim de bir kere bile buraya gelmeye cesaret edemesinler.    

Ünlü güreşçi, yaptığı röportajda, karşısına çıkacak güreşçilere gözdağı verdi.

Eğlence mekanını açalı bir ay oldu, mafya bozuntusu adamlar para almak için gözdağı verdiler.

İnşaat sahipleri, daha çok para kazanmak için evleri kendileri satın almak istedi ve ev sahiplerine gözdağı verdi.

Her önüne gelen gözdağı verme artık, bir gün sert kayaya toslayacaksın.

Sınıftaki herkes birbiriyle konuşunca öğretmen onları dersten geçemeyeceklerini söyleyerek gözdağı verdi.

5 farklı şekilde gözdağı verdi, karşısındakinin zerre etki etmedi.

Kadın, eşinin işyerinde çalışan kadına, kocasına çok yaklaşırsan fena olur diyerek gözdağı verdi.

Bir insan bütün her şeyini sadece gözdağı vermekle mi yürütür?

Annemin sözünü dinlemediğim zaman seni babana şikayete ederim diyor, bana gözdağı veriyor.

İşe 2 sefer geç kalan adama patron öyle bir gözdağı verdi ki bir daha işe ilk gelen o olur.

Okulun müdür yardımcısı, yaramaz öğrencilere sürekli gözdağı veriyor ama yaramazlıklar aynen devam ediyor.