1. Anasayfa
  2. Nedir

Sergüzeşt Romanının Kısa Özeti, Ana Fikri ve Karakterleri


0

Samipaşazade Sezai

Samipaşazade Sezai, Tanzimat Döneminin en değerli yazarları arasında yer alır. Sergüzeşt isimli romanı ile realizmi bizlere tanıtmıştır. Sizlere bu efsane romanın kısa bir özetini, ana fikrini ve karakterlerini anlatacağız.

1888, Atatürk henüz 7 yaşındayken yayımlanmış ünlü bir Türk Romanı olarak karşımıza çıkıyor. Geçiş romanı olması da onu değerli kıran diğer bir özelliğidir. O dönemlerde ülkemizde realizmi akımına pek rastlanmazdı ama Sergüzeşt ile birlikte bu akım başlamıştır. MEB’in özel olarak sunduğu 100 ana eser arasında yer bulan bu eser II. Abdülhamit zamanında kaleme alınmıştır. Romanın yayımlanmasının ardından Samipaşazade Sezai göz hapsine alınmış ve kurtulabilmek maksadıyla da Paris’e gitmek zorunda kalmıştır.

Roman ana fikrine geçmeden önce kelime anlamına bir göz atalım. Sergüzeşt, çok az kullanılan bir kelimedir, aslında dilimizde macera, serüven anlamına gelmektedir.

Sergüzeşt
Sergüzeşt Romanının Kısa Özeti, Ana Fikri ve Karakterleri

Sergüzeşt Romanının Ana Fikri

Dünya öyle bir yer ki, birçok kötülük gelip bizi bulabilir. Böylesi kötülüklerden uzak durmak, onlardan kaçabilmek bizim şahsi kaderimizdir. İnsanın insana köle olması ya da cariyelik gibi kavramlar artık bu çağa özgü değildir.

Sergüzeşt Romanının Kısa Özeti Hakkında

Küçük yaşlardaki bir kız, evden çıkar ve gemi yollara düşer. Onun akranı olan esir kızla beraber, daha önce hiç görmedikleri, duymadıkları bir bölgeye götürülürler. Romanın bütün macerası da böylece başlar.

Roman özetimize küçük kız olarak başladık çünkü herhangi bir ad ile hitap edilmemişti. Gemi ile esir olarak götürüldüğü yerde varlık ama yaşı oldukça fazla bir kadına hizmetçi olarak satılır. Güllük gülistanlık bir yaşam değil, tam bir esirdir. Bu kötü durumdan sıyrılmanın yollarını aramaktadır. Hizmetçi olarak geldiği yerdeki tek hizmetçi değildir. Diğer hizmetçi de kıza sürekli kötü davranmaktadır. Kız hem evin hanımından hem de diğer hizmetçinin tavırlarından dolayı yaşama dair umutları azalmaktadır. Bu kadar kötülükten sonra esir hayatından kurtulmak için kaçmaya karar verir ve herkesin uyuduğu vakit çıkar gider. Tabii, getirildiği kenti daha önce hiç görmemiştir ve nereye gideceğini de tam kestiremez. Evden kurtulmak için uzun süre yürür ve sonunda takati kalmaz ve kendini bırakıverir. Kafasını kaldırdığında oradaki başka bir konutun bahçesinde olduğunu görür.

İlginizi Çekebilir;  Özgür Zıt Anlamlısı Nedir? TDK Anlamı

Kız kapının önünde uyur kalır, evde görev yapanlardan birisi kızı görür ve evin hanımına durumu anlatır. Kadın gayet iyi niyetli şekilde küçük kızı evine alır, yemek yedirir, bir süre dinlenmesi için özel bir oda verir. Kız gözlerini açtığında ev sahibi ve hizmetçisi merak eder ve olayları sorar. Ev sahibi duydukları karşısında çok şaşırır, hüzünlenir ve destek olacağını söyler, kız bunlar duyunca mutlu olur. Ev sahibi yaşlı kadın, esir olarak satıldığı sahibine olayı anlatacağını ve burada kalman için uğraşacağını söyler. Dediği yapar ve kızın esir olarak kaldı eve doğru yola koyulur ve olanları anlatır. Tabii, yaşlı kadın bunun bir gurur meselesi olduğunu söyler ve bu talebi onaylamaz. Mecbur esir olarak yaşadığı evde tekrar yaşamaya başlar ve psikolojisi daha kötü hale gitmiştir. Gelir gelmez yine aynı şekilde kötü olaylarla karşı karşıya kalır. Aradan bir süre geçer ve evin beyi ticari hayatında büyük yanlışlar yapar ve borç batağına saplanır. Borcu kapatabilmek için de esir kızın başkasına satmayı düşünürler.

Kaçarak kısa bir süre yaşadığı evin hanıma ona Dilber ismini verince artık adı Dilber olarak kalmıştır. Dilber başka bir esir satıcı kişiye para karşılığı verilir. Tüm yaşamı farklı bir boyuta geçer. Yine esir yaşamı sürse de burada kendi gibi esir kızları görür ve onların hayatlarını duyunca aslında çok da kötü bir yaşam sürmediğini anlar. Kızların içerisinde birinin sanatçı yeteneği vardır. Çok güzel ud çaldığı için farklı yerlerden o kızı çağırırlar. Dilberin de bu çok hoşuna gider ve ud çalma isteği doğar. Esir satın almak isteyenler Dilber’i görür ve O’nu satın almaya karar verir. Tabii ki Dilber’in seçim şansı yoktur.

İlginizi Çekebilir;  Felatun Bey’le Rakım Efendi Romanı Özeti Ve Özellikleri 

Dilber yine kötü günler başlıyor diye düşünürken şaşırtıcı bir biçimde O’na çok iyi davranırlar. Evin hanımı, eşi ve bir tane de Celal isimli çocukları olan bir ailenin yanında yaşamaya başlar. Celal Bey ünlü bir ressamdır. Celal Bey Dilber eve geldiğinde şaşkınlığını gizleyemez, resmettiği Cleopatra’yı anımsamıştır. Celal Bey tek başına hayatını sürdürdüğü için o dönemde sevgilisi de olmamıştır. Dilber o kadar güzeldir ki içinde bir sevgi ateşlenmeye başlar. Dilber, eve geldiğinde O’na karşı pek olumlu duygu beslemese de O’nu tanıdıkça sevmeye başlar.

Celal Bey, işinin olmadığı vakitlerde Dilber’i davet ederek O’nu resmetmeye başlar. Bazen Nü çizimler de gerçekleştirir. Dilber o kadar güzel bir vücuda sahipti ki Celal Bey hiç hissetmediği duyguları hissetmeye başlamıştı. O’nun her detayını inceliyor ve her seferinde de farklı güzelliklerini keşfediyordu. Bir süre sonra Dilber hemen her gün Celal Bey ile vakit geçirmektedir. Celal Bey’in Dilber’e olan ilgisi evde yaşayan diğer aile fertlerinin de gözünden kaçmaz. Celal Bey artık hiç saklamadan O’na aşık olduğunu hissettirmektedir. Dilber, ilk zamanlar şaşırır, kendisi gibi esir birine bu şekilde duygular beslemesine anlam veremez.

Bir süre sonra bakar ki ilgisi devam ediyor Dilber de O’nun bu sevgisine karşılık verir. İkisi de o kadar mutludur ki geceleri bahçeye çıkarak yıldızlara bakarlar, ormanda dolaşırlar… Tabii, Celal Bey’in annesi bu durumdan pek hoşnut değildir ve hemen tedbir almayı düşünür. Celal Bey bir gün evde yokken Dilber’i götürür ve esirciye verir. Dilber hiçbir şekilde karşı çıkamaz. Celal Bey eve geldiğinde hemen Dilber’e bakar, bulamaz, nerede olduğunu da bir türlü öğrenemez, bir süre geçer, öğrenir, arar arar arar… Nafile, bir türlü bulamaz. Celal Bey de Dilber de bu olaydan sonra bir daha hiç mutluluk duygusunu yaşayamazlar. Celal Bey’in ailesi, oğullarının bu durumunu görünce çok üzülseler de iş işten geçmiştir. Dilber ise intihara eder.

İlginizi Çekebilir;  Uykuda El ve Kol Uyuşmasının Nedenleri Nelerdir? Tedavisi Nedir, Nasıl Geçer?

Sergüzeşt Romanın Olay Örgüsü Nedir?

  • Dilber, Kafkaslarda yaşar ve kaçırılarak gemiyle İstanbul’a götürülür, Mustafa Efendi konağına satılır
  • Mustafa Efendi borç batağına sürüklenince Asaf Bey’in evine satılır
  • Asaf Bey’in ressamlıkla ün kazanmış oğlu Celal Bey’in Avrupa’dan evine geri gelir
  • Celal Bey’in resim çalışmasında Dilber’i çok beğenip model yapması ve gençler arasında aşkın başlaması
  • Zehra Hanım’ın bir gün oğlunu yatakta bulamaz, Dilber de yoktur, ikisi arasında bir şeyler olduğundan tedirgin olur ve kocasına Onların aşık olduğunu söyler
  • Anne ve Baba bu aşkı kabul etmez
  • Celal Bey, başka bir konağa davet edilir ve oraya icabet eder
  • Davette güzel kızlar Celal’in yanına gelir ve onunla konuşurlar
  • Anne ve Babası, esir birine aşık olan oğullarını kabullenmez ve Celal’e söylemeden kızı satarlar
  • Celal ne kadar arasa da aşkını bulamaz
  • Dilber, Mısır’a gönderilir, burada esir olmak istemez ve hapsedilir
  • Cevher isimli bir kişi Dilber’i çok beğenir ve O’nu kaçırır
  • Cevher, Dilber’in İstanbul’a girmesi için bilet alır ve hayatını kaybeder
  • Dilber, yalnız başına İstanbul’a gidemeyeceğini anlar ve Nil Nehrine atlayarak intihar eder.

Sergüzeşt Romanı Karakterleri

Dilber: Ana karakter, çok ufak yaşlarda kaçırılarak esir olarak satılmış, güzel ve Romanın ana karakteridir.

Celal Bey: Avrupa’da yetişmiş, sanatı seven, yakışıklı bir ressamdır.

Asaf Paşa: Varlık bir adamdır, kibirli bir karakter olmasına karşın karısına her zaman kibar davranmıştır.

Zehra Hanım: Sürekli panikleyen, sınıfa önem veren, Asaf Bey’in eşi, Celal Bey’in Annesidir.

Münevver Bey: İyi bir statüye kavuşmak için çabalayan karakter.

Sergüzeşt Romanı, Samipaşazade Sezai’nin değerleri eserleri arasında yer alır. Realizmin ülkemizdeki ilk akımıdır. 128 sayfadan oluşan, sürükleyici bir romandır.

Bu İçeriği Nasıl Buldunuz ?
  • 0
    _yi
    İyi
  • 0
    k_t_
    Kötü