Kanda Oksijen Değeri Düştüğünde Neler Olur? Oksijen Değeri Nasıl Yükseltilir?

kandaki-oksijen

Oksijen

Oksijen insan hayatının en temel yapı taşıdır. Soluduğumuz oksijen aynı zamanda yalnızca akciğerlerimize hava olarak dolmaz. Kırmızı kan hücrelerimiz vasıtasıyla vücudumuzun her noktasına kan aracılığıyla taşınır. Dokulara, organlara taşınarak yaşamamız mümkün hale gelir. Ufak bir aksaklık bile kandaki oksijen azlığından ötürü ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bilhassa kandaki oksijen değerinin düşmesi bu yüzden büyük sağlık problemleri için ana faktörler arasında gösterilir. 

Kanda Oksijen Değeri Düştüğünde Neler Olur? Oksijen Değeri Nasıl Yükseltilir?

Kanda Oksijen Oranı Düştüğünde Neler Oluyor?

Kanda oksijen düşüklüğü hakkında belirtileri ve yaşanan durumları Prof. Dr. Mehmet Emin Akkoyunlu son derece net bir biçimde açıklıyor. Kana aslında kırmızı rengin parlaklığını veren maddenin oksijen olduğuna vurgu yapan profesör eğer kandaki oksijen seviyesi yeterliyse ve yüksekse kanın kırmızılığının parlak ve açık olduğunu ifade ediyor. Oysa kandaki oksijen değeri düşük olan kişilerin kan renkleri çok daha koyu bir kırmızı olarak gözlemleniyor. 

Hatta kanda oksijen değeri düştükçe parmak ucu gibi uzuvların en uzak noktalarında morarmalar, tırnaklarda renk değişimleri gözlemlenebiliyor. Bu da aslında kanda oksijen seviyesinin düştüğünü gösteren en net belirteçler arasında bulunuyor. 

Kanda oksijen seviyesi düştükçe vücudumuz aslında alarm verir gibi bizi uyarmaya başlar. Çünkü oksijenin daha az ulaşması durumunda tüm vücut fonksiyonlarımız bundan etkilenir. İşte parmaklarda oluşan morarma, tırnaklarda renk değişimi, vücutta kırgınlık ve halsizlik, ateşin yükselmesi ve kaslarda başlayan ağrılar bunun bir örneğidir. Dolayısıyla en kısa sürede uzman bir doktora muayene olmak için hastaneye gidilmesi şarttır. Hızlı bir biçimde müdahale edilmesi gerekir. 

Kanda oksijen seviyesinin düşmesi ile ilgili dahiliye uzmanı doktor Ülkü Duraksoy ise insülin direnciyle kandaki oksijen oranı arasında ciddi bir ilişki vardır. Eğer bir kişinin kanındaki oksijen değeri doktor tarafından pulse oksimetre kullanılarak ölçümlendiğinde düşük ise insülin direnci yüksek çıkmaktadır. 

Ki her insülin direncinin ardından gözlemlenen net belirteçler arasında göbeğin genişlemesi, karaciğerin yağlanması ve bağışıklık sisteminin etkilenmesi vardır. Dolayısıyla aslında kanın oksijen seviyesinin düşmesi demek pek çok ciddi rahatsızlığın kapısının aralanması anlamına gelmektedir. 

Kandaki Oksijen Oranının Normal Değeri Kaç?

Oksijen hayatımızı idame ettirebilmemiz için en temel faktör olduğundan tüm ciddi rahatsızlıkların başında yetersizliği yatabilir. İdeal olarak sağlıklı bir kişinin ölçümlerinde kandaki oksijen seviyesi %94 ile %99 arasında çıkmalıdır. %94’ün altında çıkan tüm sonuçlarda müdahale gerekir. 

Kandaki Oksijen Değeri Nasıl Arttırılır?

Uzmanların kandaki oksijen değerini yükseltmek ve aynı zamanda daha sağlıklı yaşamak için önemle tavsiye ettiği pek çok metot var. Bunlar aynı zamanda dengeli bir hayatın altın anahtarları olarak tanımlanıyor. 

  • Güne Bol Nefes İle Başlamak

Güne başlarken daha enerjik olmak, vücudunuzun stabil bir biçimde oksijen alımını arttırmak ve doğru nefes almak için bazı yöntemleri deneyebilirsiniz. Örneğin her sabah uyandığınızda mutlak suretle camı açarak içerideki hava sirkülasyonunun temizlenmesini sağlayın. Ardından ise 2 dakika boyunca yalnızca doğru şekilde nefes alıp vererek vücudunuza gereken oksijeni depolayın. Bunu yaparken sırt üstü uzanarak hem ağzınızdan hem de burnunuzdan derin derin nefes almanız önerilir. Ayrıca düzenli olarak uygulamaya başladığınızda bunun etkilerini daha net gözlemleyebilirsiniz. Ki doğru nefes almak da önemli bir faktör olarak vurgulanabilir. Nefes egzersizleri yapmak burada önem arz eder. 

  • Temiz Havanın Önemini Kavrayın

Kapalı ortamda bulunanlar gerek evde gerekse işte sürekli olarak aynı hava döngüsüne maruz kalırlar. Oysa bu ciddi bir soruna sebebiyet verebilir. Sürekli olarak solunan ve verilen karbondioksit tekrardan solunmaya devam edilir. Böylece kanda oksijen oranı düşer, daha yorgun hissedilir ve hatta kan dolaşımınız ciddi oranda yavaşlayabilir. Bunu önlemek için günün yarım saatini temiz nefes almaya ayırabilirsiniz. Odanızı belirli aralıklarla havalandırmak, belirli aralıklarla balkona çıkıp nefes almak bunun için ideal çözümdür. Gün içerisinde sadece total olarak 30 dakika bile ortamın havasını yenilemek size bambaşka bir nefes deneyimi sunabilir. 

  • Temel Egzersizleri Aksatmayın

Kan dolaşımının yavaşlaması da ciddi bir risk oluşturabilir. Çünkü zinde kalmak, yorgun hissetmemek ve aynı zamanda kan dolaşımınızdaki oksijen seviyesini arttırmak için dolaşımı hızlandırmak zorundasınız. Masa başı işlerde çalışanların en büyük sorunları arasında da bu gelir. Her zaman için mutlaka ara ara kalkarak hareket etmelisiniz, temel egzersiz hareketlerinden faydalanarak dolaşımınızı hızlandırmalısınız. Çalıştığınız yerde bir süre yürümek bile bunu sağlayabilir. Eğer yürümeye elverişli bir ortamınız yoksa bu kez gerinme hareketi gibi basit egzersizleri oturduğunuz yerden yapmanız gerekir. 

  • Sağlıklı ve Düzenli Beslenmek 

Ne yediğiniz yalnızca fiziksel olarak nasıl göründüğünüzü etkilemez. Aynı zamanda vücudunuzda var olan enerjiyi, dinç olmanızı ve daha sağlıklı görünmenize de katkı sağlar. Sağlıklı beslenmek için yeşil sebzeleri ve meyveleri her zaman beslenme programınıza dahil etmeniz gerek. Ki ceviz, fındık, kuru kayısı gibi yemişleri de düzenli bir biçimde tüketerek vücudu ihtiyaç duyduğu tüm enzimlerle doldurmak gerekir. Vücudu bir depo olarak düşündüğünüzde zararlı ve yararlı bileşenlere daha iyi odaklanabilirsiniz. Sürekli olarak karbonhidrat ağırlıklı beslenmek, fast food yemek, beyaz ekmek ya da pizza ile gün geçirmek sadece kandaki oksijen değerini düşürmekle, kan dolaşımını yavaşlatmakla kalmayıp daha ciddi sağlık sorunlarına da sebep olabilir.

  • Düzenli Su İçme Alışkanlığı Edinmek

Sağlıklı bir vücut için önerilen su miktarı günlük 2,5 litre seviyesindedir. Bu da ortalama olarak her gün 8 ile 10 bardak arası su tüketmek anlamına geliyor. Eğer su içme alışkanlığınız yoksa ciddi sağlık sorunları yaşayabilirsiniz. Ki kandaki oksijen seviyesini arttırmak için de en önemli kriterler arasında bu da yer alır. Ayrıca günlük 2,5 litre su içmek yalnızca suyu kapsamaktadır. Çay ve kahve gibi diğer sıvılar sayılmamaktadır. 

  • Alkol Gibi Zararlı Alışkanlıklardan Arının 

Alkol tüketimi düzenli bir biçimde yapılsa da ara ara içilse de bazı etkileri sabittir. Örneğin ne kadar alkol tüketirseniz o kadar su kaybınız olur. Su kaybı demek kandaki oksijen seviyesinin düşmesi demektir. Dolayısıyla sürekli olarak alkol tükettiğinizde ciddi anlamda su kaybı olacağından ötürü kanınızdaki oksijen seviyesinde de ciddi azalmalar kaçınılmaz olacaktır. 

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık