Işığın kırılmasıyla oluşan ve rengarenk görüntüsüyle estetik açıdan inanılmaz görünen gökkuşağı herkes için büyüleyicidir. Gökkuşağı nasıl oluşur sorusunun yanıtı ise aslında oldukça basittir. Dünyamıza atmosferi geçerek gelen ışık ışınları yansırlar ve aslında ışığın yansıması aynı açıyla geri dönmesidir.
Fakat bazen ışık ışınları bir yüzeyden farklı bir yüzeye doğru kırılırlar. Buna neden olan faktör genellikle su damlalarıdır. Ki gökkuşağı ne zaman çıkar sorusunun yanıtını hemen herkes yağmur yağdıktan sonra olarak verebilir. İşte bu su damlalarına çarpan ışınlar kırılarak yansıma açılarından farklı bir açıyla ilerlerler. Kırılma ile beraber de ışınlar farklı açılarla yüzeye yansıdıklarından dolayı renk spektrumları farklılaşır.
Aslında ışık herkesin gördüğü beyaz formunu diğer renklerin bileşiminden alır. Örnek olarak bir prizma kullanacak olursak beyaz ışığın prizmada kırılarak renklerin ayrılması ve adeta bir gökkuşağı gibi gözükmesi bundan kaynaklıdır. Işığın dalga boylarına göre de kırılma açısı renkleri belirler. Keza en geniş spektrumda kırmızı varken, en küçüğünde mor vardır. Her zaman gökkuşağının bir ucu kırmızı ile başlayarak en yüksek dalga boyunda kırılmayı ifade eder. En sonda ise mor vardır ve en ufak dalga boyunu ifade eder.
Gökkuşağı oluşumu da tıpkı prizmadan geçen ışın gibidir. Eğer ışık ışınları su damlalarının içerisine girip bir kez yansıyarak farklı bir açıyla kırılıyorsa gökkuşağını dış katmandan başlayacak şekilde şöyle görürüz.
- Kırmızı
- Turuncu
- Sarı
- Yeşil
- Mavi
- Lacivert
- Mor
Aynı zamanda ışınlar bazen su damlalarının içerisinde birden çok kez kırılabilir. Eğer ışınlar su damlasının içerisinde iki kez kırıldıysa bu kez gökkuşağı şu renk dizilimiyle gözlemlenebilir.
- Mor
- Lacivert
- Mavi
- Yeşil
- Sarı
- Turuncu
- Kırmızı
