Doğal seçilim
Doğal seçilim, bir popülasyondaki bazı organizmaların hayatta kaldığı ve çoğaldığı, diğerlerinin ise vücutlarına ve davranışlarına bağlı olarak yaşayamadığı süreçtir. Türlerin nesilden nesile değiştiği süreçlerden biri de evrim teorisidir.
Doğal seçilimin klasik bir örneği, zürafaların uzun boyunlarının kökenidir. Modern zürafaların ataları, boyunları normal uzunlukta olan geyik veya antilop benzeri hayvanlardı. Ancak, habitatlarındaki ağaçlar uzun olduğu için, biraz daha uzun boyunlu zürafalar, kısa boyunlu akranlarına göre bir avantaja sahipti. Daha uzun boyunlu zürafalar daha çok ürerdi, bu nedenle bir sonraki nesilde daha uzun boyunlar daha yaygındı. Birçok nesiller boyunca bu süreç, bugün olduğu gibi zürafalar üretti.
Bu doğal seçilim ilk olarak Charles Darwin tarafından 1859’da Türlerin Kökeni’nde paylaşıldı. Dünyadaki birçok farklı türün nasıl tek bir atadan türediğini açıklamaya yardımcı olur.
Doğal seçilim bazen en uygun olanın hayatta kalması olarak özetlenir. Bu doğrudur ancak yanıltıcı olabilir. En uygun kelimesi mutlaka fiziksel uygunluk anlamına gelmez. Aksine, bir organizmanın çevresine ve yaşam tarzına ne kadar uygun olduğu anlamına gelir. En uygun organizmalar mutlaka en hızlı veya en güçlü değildir, çoğu zaman en işbirlikçidirler.
Örneğin: Tek hücrelilerden çok hücreli organizmalar yaratabilir, ancak aynı zamanda basitleştirebilir. Karanlık mağaralarda yaşayan balık türleri gözlerini kaybederler. Ayrıca, koşullar değiştiğinde doğal seçilim hızla rotayı tersine çevirebilir.
Ancak doğal seçilimin de sınırları vardır. Özellikle bir bilinç tarafından yönlendirilmediği için öngörüsü yoktur ve türlerin evrimleşmesine avantajlı görünen ama aslında yok olmaya yol açan yanları vardır.
Türler, belirli bir avantajı olmamasına rağmen belirli genetik varyantların daha yaygın hale geldiği, genetik sürüklenme adı verilen bir süreçle daha yönsüz bir şekilde değişebilir. Bir tür güçlü seçilim altında olmadığında, genler daha özgürce değişebilir ve bu bazen dikkat çekici yeni özelliklerin ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca, hayvanların potansiyel eşlerini gerçek uygunlukları nedeniyle değil, tavus kuşunun kuyrukları veya karmaşık şarkılar gibi gösterişli süslemeler temelinde seçtikleri cinsel seçilim de vardır. Son olarak, birçok organizmanın alet kullanımı gibi kültürel davranışları vardır ve bunlar geleneksel evrimsel süreçlere geri döner, aynı doğal seçilim gibi.
Evrim aynı zamanda kaotiktir, yani ürettiği değişiklikler her zaman tahmin edilebilir değildir. Bunun nedeni kısmen, rastgele mutasyonlara doğal seçilimin üzerinde etkili olabileceği hammaddeyi üretmek için bir tür hafızaya ihtiyaç duyulduğunda eski çözümleri hızla yeniden yaratmasına izin verir.
Günümüzde evrimde de yeni bir güç var: insanlar. Pek çok tür üzerinde yeni seçilim baskıları uyguluyoruz, onları öngörülemeyen şekillerde değiştiriyoruz.